Kulp İlçesi


Pasur İlçesi
Pasur İlçesi Diyarbakır'ın en uzak ilçesidir. Silvan'ın kuzeyinde yer alan bu ilçemiz kış aylarında uzun süre kar kar altında kalır. Volkanik ve birinci derecede deprem bölgesi olan sarp bir bölgede kurulan Kulp, eski bir yerleşim merkezidir. Ürettiği nefis ballarıyla tanınan Kulp, Kafrum Kalesi, Kanikan Mağaraları, Kale-i Ulya, Ciksi Kalesi, Büyük Kaya, İmamı Gazali Türbesi ve çok eski olduğu sanılan Bahemdan Köyü gibi eski eserleriyle de geniş bir tarihi zenginliğe sahiptir. Halk arıcılık, tarım ve hayvancılıkla geçinir.
TARİHÇESİ :

Çok eski bir ilçe merkezidir. 1540 tarihli tahrir defterinde Kulp'u Diyarbekir eyaletine bağlı 11 Ocaktan biri olarak görmekteyiz. Daha eskilerde Muş vilayetine bağlı kalmış, 1297 yılına dek Lice sancağına bağlı bir bucak iken, aynı yıl ilçe haline gelmiştir. Eski adı Pasur idi. "Pa" baş anlamındaydı. Pasur'un anlamı da Başkale olarak anlaşılıyor. Kulp adı ise mahalli söylentilere göre vaktiyle Kafrom Kalesi'nde oturup, bölgeye egemen olup "KULPO" isimli bir derebeyinden kalmadır.
Tarihin ilk çağlarında bu bölgeye Sümerler yerleşmiş, daha sonra bir süre de Etiler egemen olmuşlardır. Ardından konuklar ve Kimriler yerleşmişlerdir. Bölgede bu dönemden itibaren egemen olan Asurlular'ın egemenliği M.Ö. 606'da son bulunca önce Medler'in, sonra Persler'in eline geçmiştir. M.S. 226'da Romalılar'IN, 637 yılında ise Halid bin Velid tarafından işgal edilmiştir. Bir süre Cizre'ye, sonra Diyarbakır'a ve Silvan'a bağlanmış, Şeyhoğulları , Büveyhoğulları, Mervanoğulları eline geçmiş, 1515 yılında burayı Osmanoğulları işgal etmiştir.
Kulp ilçesinin bağlı bulunduğu Diyarbakır merkez ilçeye olan uzaklığı 127 km. olup, yılın her mevsiminde ulaşım rahatlıkla sağlanabilmektedir.
Kulp ilçesi; Merkez, Yeni; Yeşilköy ve Tepecik Mahallelerinden oluşmaktadır. Bu mahallelerin muhtarlıkları da ayrı ayrıdır.
Kulp ilçesi, ilçe merkezi haricinde bir belde (Ağaçlı), 3 bucak (Ağaçlı, Hamzalı, Aygün) 50 köy ve 89 mezradan oluşmaktadır. Ancak resmiyette yer almayan yerleşim birimi olarak 46 adet mezra bulunmaktadır.
Kulp İlçesi Tarihçesi
Tarihte ilk yerleşmelerin kurulduğu yerlerden biri olan Kuzey Mezopotamya bölgesinde su kaynaklarının bol olduğu bir coğrafyada kurulduğundan cazibeli bir yerleşme olma özelliği süregelmiştir. Sümerler, Mitanniler (Huriler), Urartular, Kimmerler, Medler İskender’in hakimiyetine girmiştir. Bir süre Ermeni hakimiyeti de bölgede hüküm sürmüştür. M.S. 226'da Roma egemenliğine giren Kulp, 637 yılında ise Halid bin Velid tarafından işgal edilmiştir. Bir süre Cizre'ye, sonra Diyarbakır'a ve Silvan'a bağlanmış, Şeyhoğulları, Büveyhoğulları, Mervanoğulları eline geçmiş, 1515 yılında burayı Osmanlılar işgal etmiştir.
1540 tarihli tahrir defterinde Kulp, Diyarbekir eyaletine bağlı 11 ocaktan biri olarak görülmekteydi. Daha eskilerde Muş vilayetine bağlı kalmış, 1297 yılına dek Lice sancağına bağlı bir bucak iken, aynı yıl ilçe haline gelmiştir.bu arada devirlerinin önemli âlimleri ve din büyüklerinden şeyh muhammed emin, şeyh ali, imam-ı gazali, şeyh mahmud,şeyh seyyid molla ebubekir,molla yasin kulp'ta yaşamışlardır.
1540 tarihli tahrir defterinde Kulp, Diyarbekir eyaletine bağlı 11 ocaktan biri olarak görülmekteydi. Daha eskilerde Muş vilayetine bağlı kalmış, 1297 yılına dek Lice sancağına bağlı bir bucak iken, aynı yıl ilçe haline gelmiştir.bu arada devirlerinin önemli âlimleri ve din büyüklerinden şeyh muhammed emin, şeyh ali, imam-ı gazali, şeyh mahmud,şeyh seyyid molla ebubekir,molla yasin kulp'ta yaşamışlardır.
Kulp İlçesi Coğrafi ve Ekonomik Yapısı
Coğrafya ve ekonomi
İlçe ekonomisi coğrafyanın tarıma elverişli olmamasından ötürü hayvancılığa, arıcılığa, ipek böcekçiliğine dayalıdır. Bir kesim de Kulp Çayı’dan yapılan balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Kulp balığı bölge de tatlı su balıklarından en leziz olanıdır. Bölgenin dağlık olması büyükbaş hayvancılığı tetiklemiştir. Ayrıca ilçede dut ağaçlarının yoğun olarak bulunması sadece dut yaprağı ile beslenebilen ipek böceklerinin yetişmesine ve Türkiye’de 3.önemde ipek böcekçiliği yapılmasını sağlamıştır (1. İstanbul, 2. Bursa. Ceviz, küçük tatlı soğan, ve yerli elma, armutve bol miktarda üzüm de ilçede yetişmektedir.
İlçe de görülmeye değer yerler Kafrum Kalesi, Kanikan Mağaraları (tavsiye edilir), Badıkan mıntıkasındaki İmam-ı Gazali Türbesi, Kale-i Ulya, Cikse Kalesi, Büyük Kaya, Karpuz ve çiçekli köylerinde bulunan tarihi kiliseler, Düzce Köyü'nde oldukları sanılan Kanikan (İnkaya) Köyü, harabeleri olan Bahemdan Köyüdür. narlıca köyünun (sos wadisi)bulunan şifalı su kaynagıda ılgı çeken yerler arasında görulur.
İlçe ekonomisi coğrafyanın tarıma elverişli olmamasından ötürü hayvancılığa, arıcılığa, ipek böcekçiliğine dayalıdır. Bir kesim de Kulp Çayı’dan yapılan balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Kulp balığı bölge de tatlı su balıklarından en leziz olanıdır. Bölgenin dağlık olması büyükbaş hayvancılığı tetiklemiştir. Ayrıca ilçede dut ağaçlarının yoğun olarak bulunması sadece dut yaprağı ile beslenebilen ipek böceklerinin yetişmesine ve Türkiye’de 3.önemde ipek böcekçiliği yapılmasını sağlamıştır (1. İstanbul, 2. Bursa. Ceviz, küçük tatlı soğan, ve yerli elma, armutve bol miktarda üzüm de ilçede yetişmektedir.
İlçe de görülmeye değer yerler Kafrum Kalesi, Kanikan Mağaraları (tavsiye edilir), Badıkan mıntıkasındaki İmam-ı Gazali Türbesi, Kale-i Ulya, Cikse Kalesi, Büyük Kaya, Karpuz ve çiçekli köylerinde bulunan tarihi kiliseler, Düzce Köyü'nde oldukları sanılan Kanikan (İnkaya) Köyü, harabeleri olan Bahemdan Köyüdür. narlıca köyünun (sos wadisi)bulunan şifalı su kaynagıda ılgı çeken yerler arasında görulur.
Kefrum Kalesi
Kefrum Kalesi, Diyarbakır'ın Kulp İlçesine bağlıdır.
Yaklaşık 600 veya 700 yıllık geçmişi bulunmaktadır. İlk başlarda Acemlerin elinde bulunan kale daha sonra Rrumelerin eline geçmiştir. Osnamlı devrine dayanan bu yıllarda, Atabeyliler Rumelilerle savaşarak bu kaleyi almışlardır. Osmanlılar her tarafta adalet sağlanması için bu kaleyide kendine bağlamıştır. Bu kale -MİREK- mir Muhammed tarafından yönetilmiştir. Kale şimdiki görünüşüyle iki parça şeklinde ayaktadır. Göz tahminlerine göre kalenin yüksekliği 25 veya 30 metre civarınddır. Atabeylilerden kalan tam 13 tane koyu -hendek- bulunmaktadır. Bu koyular taşın içine kazılarak yapılmış ve 4 metre derinliğindedir. Yöre insanı bunlara sarıç demektedir. Bu sarıçlar içine yağnurlerle su dolmaktadır. Bu suyun üzeri ise tamamen çimenle kaplanır insanlar bunu bir mucize olarak bilirlermiş. Bu çimenler suyu dış etkenlerden korumaktadır. Bunların tohumlarının Atabeyliler tarafından atıldığı söylenmektedir.
Yaklaşık 600 veya 700 yıllık geçmişi bulunmaktadır. İlk başlarda Acemlerin elinde bulunan kale daha sonra Rrumelerin eline geçmiştir. Osnamlı devrine dayanan bu yıllarda, Atabeyliler Rumelilerle savaşarak bu kaleyi almışlardır. Osmanlılar her tarafta adalet sağlanması için bu kaleyide kendine bağlamıştır. Bu kale -MİREK- mir Muhammed tarafından yönetilmiştir. Kale şimdiki görünüşüyle iki parça şeklinde ayaktadır. Göz tahminlerine göre kalenin yüksekliği 25 veya 30 metre civarınddır. Atabeylilerden kalan tam 13 tane koyu -hendek- bulunmaktadır. Bu koyular taşın içine kazılarak yapılmış ve 4 metre derinliğindedir. Yöre insanı bunlara sarıç demektedir. Bu sarıçlar içine yağnurlerle su dolmaktadır. Bu suyun üzeri ise tamamen çimenle kaplanır insanlar bunu bir mucize olarak bilirlermiş. Bu çimenler suyu dış etkenlerden korumaktadır. Bunların tohumlarının Atabeyliler tarafından atıldığı söylenmektedir.
Oysa Anlamak Faslındayım
Egemen bir dünya maktalesinde
İlk aruz makamında fecrin
Kutsamış yedi kat arzı
Daha beklesem
Bir mavi rüyada
Ve daha beklesem
Karanlık
Bir gece uykusunda
İlk akla gelen kavramların
Kıyamet sabahında
İdam edilir ak güvercinler
Sussam da yine bir dem
Kara hükmün vebali
De artık
Nasıl kavramış tüm bildiklerimi aklın
Lağımlık
İlk çıldırası küfrü
Oysa anlamak faslındayım
Yankısı üzerimde ilk günah
Aç
Ve azgın
Bir kuşatma altında
Yığılır boş kovanların sesi...
Ozan Deniz Sarıtop
İlk aruz makamında fecrin
Kutsamış yedi kat arzı
Daha beklesem
Bir mavi rüyada
Ve daha beklesem
Karanlık
Bir gece uykusunda
İlk akla gelen kavramların
Kıyamet sabahında
İdam edilir ak güvercinler
Sussam da yine bir dem
Kara hükmün vebali
De artık
Nasıl kavramış tüm bildiklerimi aklın
Lağımlık
İlk çıldırası küfrü
Oysa anlamak faslındayım
Yankısı üzerimde ilk günah
Aç
Ve azgın
Bir kuşatma altında
Yığılır boş kovanların sesi...
Ozan Deniz Sarıtop
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)